Pandemi Döneminde Romantik İlişkiler
Pandemi döneminde değişen düzen romantik ilişkilere de yansıdı. Bu dönemde ilişkiler üzerine birçok araştırma gerçekleştirildi. Bu araştırmalardan birine göre, katılımcıların %47’si pandeminin ilişkilerinde herhangi bir değişikliğe neden olmadığını belirtirken, katılımcıların %27’si ise ilişkilerinin olumlu yönde geliştiğini belirtmiştir.
Buna göre, ilişkilerinin olumlu yönde ilerlediğini belirten kişiler pandemi sayesinde birbirlerine daha çok yakınlaştıklarını belirtmişlerdir. Birbirleriyle daha fazla zaman geçirebilen çiftler, birbirleri hakkında daha çok şey öğrendiklerini ve daha yakından tanıma fırsatı bulduklarını belirtmişlerdir. Ek olarak, birlikte yapabilecekleri yeni aktiviteler ve rutinler geliştirmişlerdir. Birlikte yürüyüşe çıkmak, yemek yapmak, çocukların sorumluluklarını paylaşmak bunlara örnektir. Pandemi döneminin psikolojik sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerinin başında sosyal izolasyona bağlı yeterince sosyal ilişkiler kuramamak gelmektedir. Bu noktada, bir ilişki içerisinde olmak sosyal ihtiyaçların karşılanması için faydalı olmuştur. Pandeminin getirdiği olumsuz deneyimlerin üstesinden birlikte gelmek de çiftler arasında var olan ilişkinin sağlamlaşmasına neden olmuştur.
Yapılan bir başka araştırma, pandemi öncesi ve pandemi döneminde iki kere olmak üzere çiftlerin ankete katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmaya göre, çiftlerin ilişkilerinden memnuniyeti konusunda pek değişim olmamakla birlikte, çiftler birbirlerinin olumsuz davranışlarına karşın daha affedici ve daha az suçlayıcı oldukları bulunmuştur.
Diğer taraftan, aynı oranda kişi ise (%27) pandeminin ilişkileri üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ifade etmiştir. Pandemi döneminde, kişilerde artan kaygı durumu ilişkileri de zedelemiştir. Kaygıya bağlı olarak, huzursuzluk ve öfke ortaya çıkmış, partnerler arasındaki tartışmalar artmıştır. Ayrıca, partnerlerden birisinin depresif ve kaygılı olması cinsel isteksizliği de beraberinde getirebilmekle birlikte, çiftlerin cinsel hayatlarında da sorunlara neden olmuştur.
Partneri ile birlikte yaşayanların %20’si ruh sağlığı konusunda problem yaşadıklarını belirtmiştir. Diğerleri ise, finansal durumla ilgili, aile ile ilişkilerde problem yaşadıklarını belirtmiştir.
Pandemi döneminde, yapılan araştırmaya göre çiftlerin en çok yaşadığı duygu sıkılmaktır. Sosyal izolasyona bağlı olarak, başkalarıyla yeterince iletişimde olamamak, yeni kişiler ile tanışmanın kısıtlı oluşu bu durumu daha da kötü hale getirmiştir.
Ayrıca, katılımcıların %28’i partnerleri ile istenenden daha fazla birlikte zaman geçirmek zorunda kaldıklarını belirtmiştir. Yalnız zaman geçirmek psikolojik sağlık için önemli ve gereklidir. Pandemi nedeniyle, birbirleri ile sürekli zaman geçirmek zorunda kalan kişiler, daha önce tek başlarına yapıp keyif aldıkları aktiviteleri özlediklerini iletmişlerdir. 7/24 birlikte zaman geçirmek, partnerlerin duygusal dengeyi korumak ve bu zor günlerde birbirlerini desteklemekte zorlanmalarına neden olabilmektedir. Partnerlerden birisi kendisini mutsuz hissettiğinde, otomatik olarak diğer kişi de mutsuz hissetmektedir. Bu durumda duygusal olarak tükenmişliğe sebebiyet vermektedir. Özellikle evin fiziksel olanakları ayrı zaman geçirmek için uygun değilse, bu ilişkilerdeki sorunların artmasına neden olabilmektedir. Partnerler kendilerine tek başlarına yaptıkları keyifli aktiviteler oluşturdukları zaman, ilişkileri de olumlu yönde etkilenecektir.
Boşanma
Pandemi döneminde ayrıca boşanma oranlarının da arttığı görüyoruz. İngiltere’de yapılan istatistiki bir karşılaştırmaya göre, Haziran-Ekim 2019 boşanma oranları 2020 yılında aynı periyotta %122 oranında artış göstermiştir. Birçok uzman boşanma oranlarının artmasının altında yatan sebepleri anlamak adına çalışmalar yürütmüştür.
Sokağa çıkma kısıtlamaları, sosyal izolasyon vb gibi alınan önlemler partnerlerin birbirleri ile baş başa daha fazla vakit geçirmesine neden olmuştur. Birçok vakada, bu durum ayrılıkları da beraberinde getirmiştir. Özellikle, daha önceden ilişkilerde ayrılma girişimleri varsa bu dönemde gerçekten ayrılmalar daha fazla gerçekleşmiştir. Ancak, altta yatan problemlerin belirlenmesi ve etkili şekilde çözülmesi gerçekleşmediği müddetçe, boşanma aslında kişilere umdukları olumlu duyguları da getirmeyebiliyor. Kişiler kendilerini mutsuz hissetmeye devam edebiliyor.
Diğer taraftan, Haziran-Ekim 2019 döneminde boşanma başvurusunda bulunanların %60’ı kadınken, 2020 yılında aynı dönemde bu oran %76 seviyelerine gelmiştir. Bunun nedeni ise, kadınlar yasaklar döneminde eşleri ile daha kaliteli zaman geçireceklerini, eşlerinin ev işlerine daha fazla yardımcı olacaklarını ve çocuklarla daha çok ilgileneceklerini düşünmelerine rağmen bu durum pek de bu şekilde gerçekleşmemiş. Beklentilerin karşılanmaması nedeniyle ilişkilerde bozulmalar meydana gelmiştir.
Pandemi dönemi ayrılıkların gerçekleşmesinde altta yatan önemli nedenlerin başında iletişim problemleri gelmektedir. Çiftler sıradan günlük durumlar hakkında bile çatışmalar yaşayabiliyor, birbirlerini anlamadan tepki gösterebiliyorlar. Bu durumda öfke, üzüntü gibi olumsuz duygular ortaya çıkabiliyor.
Pandemi döneminde kişilerde artan depresyon ve kaygıdan ilişkiler de olumsuz yönde etkilenebiliyor. Çiftlerden birinin kendisini tükenmiş, mutsuz veya kaygılı hissetmesi diğerinin de kaçınılmaz olarak benzeri duyguları yaşamasına neden olabiliyor. Bu durumda, ruh sağlığındaki bozulmalar çözülmediğinde artan çatışmalar ve ilişkileri sürdürmede problemler ortaya çıkabiliyor.
Pandemi, rutinleri, konforu, stabiliteyi bozduğundan güçlü ilişkileri olan çiftlerde bile ayrılıklar olabiliyor. Pandemi döneminde, destek mekanizmaları yeterince sunulamayabiliyor.
Pandemi döneminde bozulan ekonomi nedeniyle insanlar işletmeler batmış, insanlar işsiz kalmışlar, borçlarını ödeyememişlerdir. Finansal açıdan zorluk yaşanması ilişkileri de olumsuz yönde etkilemiştir. Gelirin düşmesi sonucunda kişiler ekonomik olarak güvende olma duygusunu kaybetmiş, bu da ciddi anlamda kaygı, öfke, hayal kırıklığı, çaresizlik gibi duyguların yaşanmasına neden olmuştur.
Pandemi Döneminde İlişkilerde Bozulmalar ile Nasıl Baş Edilebilir?
Özellikle pandeminin başında partnerler zamanlarını nasıl geçirecekleri konusunda kararsızlık yaşamışlardır. Ancak, pandemiyi birbirlerini tanımak için fırsat olarak da görebilirler. İlişki kurmanın ve sürdürmenin gizli anahtarı birbirini yeterince iyi tanımaktan ve ortak paydalarda buluşabilmekten geçer. İlişkilerde yaşanan birçok problemler partnerlerin birbirini gerektiği gibi tanımamasından ve buna bağlı olarak problemler çıktığında gereken çözüm yollarını bulamamalarından kaynaklanır. Bu nedenle, partnerlerin ilişkide birbirlerine karşı meraklarını korumaları ve sevdikleri kişileri tanımak için çaba sarf etmeleri önemlidir.
Bu noktada partnerinizle sohbet başlatmaya yardımcı soruları kullanabilirsiniz.
1) Şu an sadece kendin için ne gibi amaçların var?
2) Bir arkadaşta şu an neye ihtiyaç duyuyorsun?
3) Bu yıl senin içi nasıl bir yıl? Benimle gurur duyduğun bir anınla ilgili anını paylaş.
4) Hayatında eksik olan şeyler nelerdir?
5) Şu an için hayatının hayali olan şeyler neler?
6) İlerideki ailenin, kendi ailenden veya kültüründen ne gibi miraslar almasını istersin?
7) Şu an hayatta neyi heyecan verici buluyorsun?
8) Ölmeden önce ne gibi maceralar yaşamak istersin?
9) Gelecekle ilgili en büyük endişelerin nelerdir?
10) Sence nasıl hayatımızda daha çok eğlenebilir?
11) Eğer 24 saatliğine herhangi bir başka biri şansımız olsa, kimi seçerdin ve neden?
12) Eğer kendinin bir karakterini değiştirebilecek olsan, hangisi olurdu ve neden?
13) Eğer şu anki mesleğinin dışında başka bir iş ve kariyer seçecek olsan, ne seçerdin ve neden?
14) Çocukluk kahramanın kimdi? Neden?
15) Geçen sene içinde nasıl değiştin?
16) En iyi dostların veya en yakın arkadaşların kimler?
İlişkilerde var olan problemleri, gerilimleri çözmek adına ilk etapta ilişkilerde çatışmaların normal bir durum olduğunu ve herkesin çatışmalar yaşayabileceğini kabul etmek gerekir. Çatışmaları çözülebilir konular üzerine ve çözülemeyenler konular üzerine ikiye ayrılabilir. Çözülebilen çatışmaları olumlu yollar ile çözmeye çalışmak ilişki için faydalıdır. Çözülemeyen çatışmaları kabullenip, çözmek üzerine değil ancak soruna karşı bakış açısını değiştirmek, daha olumlu yaklaşmak ve orta noktada buluşmak için çaba sarf etmek gerekir.
Çatışma içerisindeyken, öfkenin habercilerinin farkında olmak gerekir. Öfkeliyken daha kırıcı ve yanlış tutumlarla yaklaşma sonucunda istenmeyen sonuçlar ile karşılaşılmaktadır. Öfkenin sinyallerinin farkında olmak ve öfke durulana kadar tartışmaya ara vermek çatışmaların çözümünde işe yarardır. Öfkeyi azaltmak için rahatlama teknikleri kullanılabilir, ortamdan uzaklaşmak ve çatışmaya neden olan problemden uzak kalmak işe yarardır.
Çatışma sırasında şu tutumlardan uzak durmak gerekir:
Aşağılama
Sen çok beceriksizsin, aptalsın! Bu dediğin saçmalık! Mantıksız mantıksız konuşuyorsun! Gibi cümlelerden de anlaşılacağı üzere partnerlerden birinin diğerini daha küçük görmesi aşağılamadır. Aşağılamak yerine saygı duymak ve takdir etmek çatışmaları çözmede işlevseldir.
Eleştiri
Partnerlerden birinin diğerinin kişiliğine yönelik yaptığı olumsuz konuşma biçimi eleştiridir. Eleştiriden kaçınmak için sen dili yerine ben dilini benimsemek gerekir. Ben dili kullanırken, fikir ve duygu ifade edilmeli ve beklentiler açıkça dile getirilmelidir.
Savunma Yapma
Partnerlerden birinin karşı tarafı anlamak yerine kendisini sürekli savunması halidir. Burada karşı tarafın söyledikleri duyulmaz ve karşı taraf suçlanır. Çatışmalar esnasında savunma yapmak yerine, partneri etkin bir şekilde dinleyip neyi ifade ettiğini anlayabilmek önemlidir. Sorunu kabul etmek ve çözülmesi için sorumluluk almak savunma yerine tercih edilmelidir.
Duvar Örme
İletişimi kesmek, partneri yok saymak duvar örmedir. Bu karşı tarafa sen değersizsin, söylediklerin önemsizdir mesajı verir. Bir müddet sakinleştikten sonra sorun hakkında doğru iletişim yöntemleri tercih ederek konuşmak çatışmaların çözümünde tercih edilmelidir.